Freitag, 29. April 2011

Oysa ne hayaller kurmustum seninle.



Nasil oldu, nasil anlayamadi Seda bilmiyorum ama, bilseydi, basina
geleceklerini, bir hatanin nelere sebep olacabilecegini..
Tam ümitlenmisken, dogru kisiyi bulduguna inanmisken..Bir yerlerde, bir yanlisin, bir dogruyu götürecegini biliyor olsaydi, simdi aci cekmezdi.

"Off gec kaliyorum ya. Zaten bende ki bu cene olduktan sonra, her yere gec
kalirim. Sabah Kiz arkadasim aradiginda Telefon elimden düsmezse, olacagi bu elbet.
Bugün is yerine gec kalan, yarin kendi dügününe bile gec kalir.
Aksam yemegine gec kalir, arkadaslarinin dogum günü kutlamalarina gec kalir.
Evde kocan sana, 'hanim neden ekmek yok?', diye sordugunda 'bakkala gec
kaldim' de, bak bakalim bir daha gec kaldim diyebiliyor musun.
Neyse surdan otobüs duragina yetiseyim bari" diye bir yandan
kendi kendime söyleniyor, diger yandan yolda kosarak, otobüs duragina yetismeye calisiyordum.
Ama aksilik beni bulacak ya, otobüsüde kacirdim. Tam o sirada, yanimdaki delikanli
zavalli ve sinirli halimi görmüs olmali ki, bana seslendi ve neden bu kadar öfkeli oldugumu
sordu. Bende sikintidan hic tanimadigim birine bunlari anlattim tabi.
Ee, Huylu huyundan gecer mi? Illa birileriyle konusacagim.
'Taksi cagirayim, gidecegimiz yerlere daha hizli gideriz. Simdi otobüs gec gelir' dedi Kerem.
Öyle de yaptik zaten. Taksiye bindik.
'Tam olarak ne is yapiyorsun' diye sordu Kerem Taksideyken. Reklamcilik sektöründe calistigimi söyledim.
Zaman gectikce sohbet iyice koyulasmaya basladi.Cok eglenceli biriydi.
Arada espiri yapip beni güldürmesi cok hosuma gidiyordu. Ve her sey güzeldi, taki Kerem bana bir Soru sorana kadar.
Ah dilimi esek arisi soksaydida cevaplamasaydim o soruyu. Kulaklarim duymaz olaydi. Beynimi karincalar yeseydi o an.
'Sevgilin var mi?' diye sordu Kerem. 'Yok ya, ne sevgilisi. En son sevgilimi kac yil önce sutladim ben bile hatirlamiyorum'
diyecegime 'Sevgilimden bir kac gün önce ayrildim' dedim. Ama Salaklik bende. Güya 'Sevgilim yok, gel bana teklif et'
gibi bir cevap vermek istemedigimden, böyle bir yalan uydurdum.
Bunu duyunca hem sevindi hem de üzüldü cocukcagiz. Yol boyunca bir kelime bile etmedi. Taksi is yerimin önünde durunca,
Kerem'e 'bu iyiligine nasil karsilik verebilirim bilemiyorum' dedim. 'Telefon numarani verebilirsin mesela' dedi.
Bende tereddüt etmeden verdim...

Ertesi Gün kafami dinlemek icin her zaman ki gittigim Cafeye gittim. Gitmez olaydim! Ayaklarim kirilsaydida, gitmeyeydim. Cafe resmen tiklim tiklim dolu. Sanki baska Cafe kalmadi koca sehirde. Sanki buraya gelip, biraz kafa dinleyecegimi duymuslarda,buna engel olmak istemisler gibi..Neyse yinede oturdum. Cafenin sessiz sakin bir ortam olmamasi, benim günümü gün etme  istegime engel olmadi.
Tam ben oturdum, kapidan Kerem girdi. Elim ayagim birbirine dolandi, onu görünce. Resmen kalpten gidecektim ki, geldi benim masaya oturdu. Ne selam verdi ne de baska bir sey söyledi. Eline gazeteyi aldi. Okumaya basladi. 'Buyrun, siparisleriniz alayim?'diyen Garsonu duymadim bile sinirden. 'Hanimefendi ?'
'HI ? Kusura bakmayin dalmisim. Ben Kahve rica edeyim' dedim. 'Beyefendi siz ?'
'Soda lütfen' dedi Kerem. O Sodanin tadi kötü olsunda, iceme Kerem tamam mi ! Soda istiyormusmus, insan bir selam verir, ne icmek istedigimi sorar, ruh halimi sorar, olmadi Gazeteyi okumak isteyip istemedigimi sorar be Adam. Ama nerdeee..
Aradan dakikalar gecti ve bu  hala beni resmen tanimazdan geliyor. Baktim önümdeki Odunun konusacagi yok, 'Sanada Merhaba' dedim. 'Efendim?' dedi. Geber Kerem. Terbiyesiz, bir de utanmadan, efendim diyor. Ardindan'Kimsniz?'dedi.
Kim oldugumu bilmiyorum ama, birazdan Azrailin olmak isterdim. O zaman anlardin kim oldugumu.
Ya saka mi yapiyor, dalgami geciyor anlamadim ki.
'Seda? Ne yapiyorsun burada?' diye sordu Yanima gelen Adam.. Basimi yana dogru cevirdim. Gördüklerime inanamadim.
' Ama sen..yani o..sen..Yani..nasil olur ?'kekeleyerek bir seyler geveledim durdum. 'Demek eski sevgilin buydu ha!Oysa ne hayaller kurmustum seninle..'dedi yanimdaki Adam ve gitti.
Uzun bir süre öyle kalakaldim. Neye ugradigimi sasirdim. Kimdi o ? Ya sen, önümdeki oturan Kerem zannettigim kisi. Sen kimsin ?
Masadaki oturan sahis 'Demek kardesimle tanisiyorsunuz?' dedikten sonra intihar edebilirdim.
Ikiz olduklarini nerden bilebilirdim ki ?

Yazan: Bir Kalem Bir Kagit

Montag, 25. April 2011

'Baharı Bekliyorum.'demeyi ne çok isterdim.


Bak görüyor musun Orhan. Nasilda dans ediyor yapraklar. uzun zaman oldu buraya gelmeyeli. Ne iyi ettikde geldik.
Öyle güzel acmis ki cicekleri.. Kimin mi dedin ? Agacin Orhan, Agacin! Yillardir burada büyüyen,
dallari uzayan.. Yazda, Kista, Baharda, sonbaharda, yani her mevsimde, yapraklarini dökmekten usanmayan,yaslanmaktan korkamayan, ölümden kacmayan, yasamaktan yorulmayan, o agac.
Hic birimizin yapamadigini, o yapabiliyor. Yaslanmaktan korkmuyor, mevsimlerin bir bir gecmesinden sikayetci degil. Neden yasadigini, ne yapmak istedigini ve gecmiste neler yaptigini sorgulamiyor. Yasamaktan, mücadele etmekten yorulmuyor. O herseye ragmen mutlu olmasini biliyor. Peki ya insanlar? Biz bildikmi bugüne kadar Orhan ? Bilmedik, bilemedik..Simdi sen diyorsun ki, neden bu kadar bahsettin bu agactan degil mi ?
Yaklasik yirmi dakikadir bahcede oturuyorum, ve bu yirmi dakika icerisinde, dallari bir o yana, bir
bu yana sallandiran agac, bana o kadar cok sey ögretti ki..Neden yenildigimi, zayif düstügümü, kaybettigimi ögretti bana. Gecmiste Büyük Suclar isledigimi bana bir kez daha hatirlatti. Pismanligin ne demek oldugunu gösterdi. Yasamanin cokta zor olmadigini.. Neden sana bu agactan bu kadar cok bahsettigimi sana saysam, belki sabaha kadar burada olurum.(uzun bir ic cekisten sonra..)
Bahar geldi, ben hala gelmemisim Orhan. Ben hala gelememisim..
Bu cümlenin anlamini merak ediyorsundur. Aciklayayim.
Söyle bir önündeki agaca bak orhan! Iyice Bak ! Ne görüyorSun ? Sadece Bir agac diyeceksin.
Detaylara takildin mi peki ? Bahar gelir gelmez, acti o ciceklerini. Yeserdi..
Ya ben ? Ben yillardir icimdeki cicekleri acamadim. Yillardir dertlerimden kurtulup, yeseremedim..
Halbuki ben insanim, o ise bir agac.. Artik öyle yorgun düsmüsüm ki, yedigim yemegin, yuttugum lokmalarin acisi tatlisi yok benim icin..Düz yolda bile yürüyemiyorum. Bende isterim, geride ayak izler birakayim. Bende isterim, Sohbet edeyim, saatlerce konusayim. Aa bak, ben zihnimde kendi kendime konusmaktan baska bir sey yapamaz hale geldim. Degil adim atmak, parmagimi bile oynatamiyorum.Gecmisimde isledigim günahin bedeli bu. Gözyaslarimi akitmam, cezami hafifletmez biliyorum, ama.."Orhan dede ne yapiyorsun burada ya?", dedi en kücük Torunum Nihal. Sonra tekerlekli sandalyeyi Eve dogru sürmeye basladi. Beni evin Kapisina yaklastirdi.
"Bahar'i bekliyorum kizim, Bahar'i bekliyorum..' demeyi ne cok isterdim.

Yazan: Bir Kalem Bir Kagit

belki Yaşananları unutabilirler, ama ben.. ben asla unutmayacağım.



...9,10,..11.Bugün 11 tane kirildi. Yarin 12 tane kirilir.Öbür Gün 13.
Mutfakta Annem ile Babamin arasinda gecen kavganin esnasinda kirilan Tabak
sayisindan bahsediyorum. Sasirdin degil mi ? Ben de ilk kirilan Tabagin Parcalarini
yerde görünce en az senin kadar sasirmistim.
Belki Tabaklari yenileyebilirler,belki aralarindaki Soruna bir cözüm
bulabilirler, belki Yaşananları unutabilirler, ama ben.. ben asla unutmayacagim.

...

Adim Nazli, ve Sehirin en ünlü Mimarin kiziyim. Bununda bir önemi yok zaten,siradan, senin gibi bir insanim.. Kimin kizi oldugumu,nerede yasadigimi, nasil bir evde oturdugumu ne yapacaksin ki ? Utanmasan, bir de günde kac kere Tuvalete gittigimi merak edip, soracaksin. Her neyse, Babam Mimar, Annem Modaci, ailenin tek cocuguyum. Kac cümle kurdum,
hala ayni yerdeyim. Bi susta, anlatalim ya! Öyle tek cocuguyuz dediysek, kibirli, paylasmayi bilmeyenlerdeniz demedik. Yüzünde 'Ayy zengin bebesi', ifadesini görmüyor degilim.Sende az cok anlamissindir, evde her gün kavga oldugunu, havada Tabagin, bardagin,vazonun ucustugunu. Ne zaman evde ses Tonlari yükselse, odama cekilir, kulakligi kulagima takar, son ses müzik dinlerim. Gözlerimin önünde, hicbir sey demeden, engel olamadan, birbirilerinin Kalbini kirmalarina tahammülüm yok cünkü. Yine bir gün Aksam üstü Mutfakta Annemler kavga ediyorlardi.
Mutfaga girdim bende.
-Anne ne oluyor ?
- Bir sey yok kizim, Babanla tartisiyorduk biraz.
(Nasil tartisiyordunuz ya ? Az önce Babamin kafasina neredeyse Tavayi geciren ben miydim?)
- Neden tartisiyordunuz?
- Baban eve erken gelecegim dedigi halde, gec geldi kizim, ona biraz sinirlendim.(Ee anne, daha daha havalar nasil ? Biraz sinirlenmismis, bende yedim!)
- Kacta geldin Baba?
- Cokta gec gelmedim, Sabah 3 gibi evdeydim ya, Annen abartiyor sadece.(Kafana bir Tavada ben gecireyim mi Baba? Lan evli barkli adamsin, ne isin var senin saat 3te Ofiste?)
- Neyse ben yatiyorum, size iyi geceler., dedikten sonra Odama cekildim.
Evet, mutsuzdum.. Kirgindim.. Yorgundum.. ama elimden bir sey gelmiyordu. Her gün ayni kavgalari, ayni tartismalari dinlemek, beni gereginden cok fazla yipratiyordu.Üstelik daha yasim cok kücüktü. Bakma böyle konustuguma. Hani 'elime Oyuncak versen, saatlerce oynarim, altimada yaparim, sende bi güzel temizlerin' diyebilecegim kadar kücük degilim ama, kücügüm iste. Ertesi sabah Babam beni okula birakmak icin erkenden uyandirdi.Bugün Annemin biraz erken gidecegini ve onunda bizimle Arabayla gelecegini söyledi
Tabi arabada yine kavga etmeye basladilar. Babam 'Zeki Müren calsin' dedikce, Annem inatlasip, 'Ebru Gündes'i dinleyelim'diyordu. Ne kadar zitsiniz ya! insan evlenmeden önce ne tarz Müzik sevdigini hic sormazmi karsidakine ? Yol boyunca hic susmadilar, bir sorun cözüldü, öteki acildi. Arabadan indikten sonra Okula ne hevesle gittim anlatamam.

...

Zamanla Kendi sorunlari yüzünden beni görmedikleri icin, artik evde bir hic oldugum icin, Okulda bile
basarisiz bir ögrenciye dönüstügüm icin, kimselere derdimi anlatamadigim icin, aylar sonra bir karar alip,
evden kacmayi düsündüm. Aksam vakti, esyalarimi toplayip, bir kagida sunlari yazdim:

Canim Annecigim, Babacigim.
Hergün kavgalarinizi dinlemekten sıkıldım.
Bu yüzden gidiyorum. Beni merak etmeyin.
Kiziniz Nazli.

Notu yatagima birakip, evin kapisina dogru yürüdüm. Korkuyordum, ama kacabilecek kadar cesurdumda.
Tam kapiyi acmak isterken, bir de ne göreyim?

Sevgili Kizim,
Babanla ben bir cok konuda anlasamiyoruz.
Cok isterdim gitmemeyi ama, artik
bu evde yasayamam.
Hoscakal.
Annen

Ve oturma odasinda elinde bir kagitla, caresizce gitmeyi düsünen Babami görünce, vazgectim gitmekten..

Yazan: Bir Kalem Bir Kagit

Sonntag, 24. April 2011

Giderken Kapıyı Kapatır mısın?


 Dün Kahvaltida Kalbini kirmisti Aysunun. Herzaman ki gibi. Artik iyice sogumuslardi birbirilerinden. Gözleri eskisi gibi bakmiyor gözlerine.
Elini bile tutamiyor,tutsa bile, cizgileri hissedemiyor.
Onunla, o cok sevdigi, dört duvar arasindaki gelecegi kurmuyor,
hayal etmeye bile calismiyor artik. Degismisti, degismislerdi.

Odasinda, yatagina uzanmis, gözleri tavana dikmis, bos bos bakiyordu.
'Ne olacak halimiz' diyordu icinden. Anlamiyordu bir türlü. Nasil bu duruma gelmislerdi ki ?
Gecmiste, nerede bir yanlis yapmislardi? Yillardir yürüdükleri ayni yolda,
hangisi yanlis adim atip, yoldan cikmalarina sebep olmustu? Bunlari düsünürken,
Aysun bir saga, bir sola dönüp duruyordu yatagin icinde.
Uyumak istese de , uyuyamiyordu. Telefonu bas ucundaydi, belki arar, belki ararda,
özür diler ümidi ile bekliyordu. En sonunda ümidini kesti.
'Iyi geceler deseydin bari' dedi caresizce ve gözlerini yumdu.

Ertesi sabah Okula gitmek icin hazirlanirken, birden Telefon caldi. Gözleri yerinden firladi,
sevincle Telefona kostu. Heyecandan elleri titriyordu, 'biliyordum, biliyordum arayacagini' diyordu.
Arayan kisinin gizli numara oldugunu görünce afalladi.
-'Alo ?'
-'Alo Aysun ? Benim, Gülizar!'
-'Sendin demek.'
-'Baskasini mi bekliyordun ?'
-'Evet.'
- ...
Arayan en yakin arkadasi Gülizar idi. Son zamanlarda Aysunun ilgisiz tavri yüzünden, ya Telefonu suratina
 kapatir, yada bulunduklari mekandan, sessiz, sedasiz ayrilirdi. Bu yüzden Aysun böyle durumlara alisikti.

Okuldayken Aysun bos sinifa girdi. Yine her zamanki gibi, en erken o gelmisti Okula.
- 'Hosgeldin. Ben de seni bekliyordum.'
Aysun arkasini döndü ve Sevgilisini gördü.
- 'Hep sen mi en erken Okula geleceksin ?', dedi siritarak.
Delikanli konusmak istedigini ve bunun icin buraya geldigini söyledi.
- 'Seni dinliyorum'
Aysun, Sevgilisinin özür dileyecegini zannederken, O Aylardir Iliskilerinin düzgün yürümedigini,
ve artik buna bir Son vermek istedigini anlatti.
Aysun duyduklarina inanamamisti. Gözleri doldu, dudaklari titremeye basladi.
- 'Ne yani, ayriliyor muyuz?' diye sordu.
Sevgilisi soguk bir sekilde sadece Aysunun Yüzüne bakiyordu.
- 'Bir sey söylesene!'
Genc Adam hic bir sey demeden, Kapiya dogru yürüdü.
- 'Giderken Kapiyi Kapatir misin?' dedi Aysun.
Sevgilisi bir süre Kapinin önünde durdu, sonra gitti.

Aysun'a Mesaj gönderdi.

- Eger bu Mesaji okuyorsan ve 'Sevgilim Özür dileyecek galiba' diye düsünüyorsan,
demek ki hala Umudunu Yitirmemis Bir Sevensin. Ama ben Özür dilemeyecegim.
Zaten Günlerdir, Yataginin icinde kivrandigini, 'Sevgilim neden aramiyor'
diye düsündügünü Tahmin edebiliyorum.
Kapiyi neden kapatmadim diye merak ediyorsun dimi?
 Sen Hayatima girmeden önce Kapiyi calmismiydin ?

 ...
Aysun öyle saskindi ki, okuduklarini anlayamiyordu.
Ardindan bir mesaj daha geldi.

- Seni Terk ettigim icin ÖZÜR DILERIM




Yazan: Bir Kalem Bir Kagit