Freitag, 20. Mai 2011

Tek istedigim Degisiklikti.

Bugün Degismeyi degil de, degismenin ne demek oldugunu düsünmekti yapmak istedigim.. Her gün
kocamla aramizda bir seylerin degismesini beklemek, 'Yeter artik, kendini degistir' demek, ya da
'Degisiklikler yapalim, belki düzeliriz' demekten vazgecmekti istedigim..
Gün gectikce icimizdeki her hücrenin degistigi, aklimizdaki düsüncelerin bile kalici olmayan
bir yasamda, degismeninde cokta zor olmadigina, kisa bir süreligine olsada, inanmakti istedigim..


Fakat beynimde yer etmis olan "Insan yedisinde ne ise, yetmisindede odur" sözü, beni vazgecirdi bu isteklerimden.
Cünkü ben de aldatilmayi kaldiramayan Kadinlardanim. Güclüyüm, ama aniden cökebilenlerdenim. Bunuda gectigimiz
aylarda yasadigim Ask depreminden sonra anladim.. Hayatinizda yapabileceginiz en büyük yanlis, Askinizin sonsuz olmasina inanmaktir.
Ask, sarsintilidir, degisimeye meyillidir her an.. Aniden meydana gelen bir Heyelana benzer.. Kaygandir..
Yine de onca seye ragmen, enkazin altinda kalan Ask parcaciklarimizi kurtarmaya calistim. Evliligimizin temelini yeniden kurmak icin ugrastim.
Ama ne yapsam bostu.. Aldatildiktan sonra, bir daha eskisi gibi olmayacagini anlamaliydim. Degisiklikler aramamaliydim..
Peki bir insan degismek istediginde, kendisinde nesini degistiyor ? Dis görünüsünümü? Yani, insani degistiren kiyafetlermi ?
Ne yazik ki, aramizda bu yöntemi uygulayan insanlarda var.. Tarz degistirmekle, saclarina sekil vermekle,
Kot yerine deri pantolon giyen insanlar, kendilerini degismis olarak görüyorlar. Bazilarida Zamanin ilerlemesiyle,
Hayatta bazi seylerin degismesiyle, kendilerininde degistiklerine inanirlar.. yada inanmak isterler.
Tipki benimde inanmak istedigim gibi. Bende Zamana güvenmistim ilk basta. Zamanla düzeliriz demistim. Ama sonra anladim,
sabah dogup, aksam batan bir günesin, yarinda dogup, batacaginin garantisinin olmadigini.
Sonra bir gün, ortam degistirmenin ise yarabilecegini düsündüm. Önce yasadigimiz yeri degistirdim. Sehiri degistirdim. Etrafimdaki kisi sayisini
azalttim. Evimizi yeniledim. Sonra evi yeni mobilyalarla döseyerek, mobilyalari degistirdim. Koyu renklere elveda deyip, hayatimiza
sadelik gelsin diye, beyaz ve acik renkleri sectim. Evliligimize yeni ümitlerle, yeni hayallerle yaklastim.. Tek istedgim degisiklikti. Ama degismedik, degisemedik nedense..
Bunuda ikinci kez aldatildigimda anladim.. Ask agacindan dökülen yapraklari, yerlerden toplayarak, onlari bir araya getirip, yeniden bir Agaca
benzetmek, sacmalikti zaten. Arada esen sinsi Rüzgarin, Yapraklari yok edebilecegini, unutmamaliydim..
Yillar sonra, degismek icin kurdugum eve girdigimde, artik bazi seylerin degismeyecegini gecde olsa farkettim..
Anladim ki, degismek isterken kendimizi degistirmisiz.. Kalbimizi degistirmisiz.. Eskiden birbirimiz icin atan Kalpler, artik farkli seyler icin atar olmus.
Degismenin ne demek oldugunu, sevmekten vazgectikten sonra anladim...

Yazan: Bir Kalem Bir Kagit

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen