Sonntag, 1. Mai 2011

Önüme gelen ilk banka oturdum

Eger bu Yazının ilk Bölümünü okumadıysanız, Buraya Tıklayın         
Hani bir Ask kaybettikten sonra
anında yeni bir Ask bulursunuz ya.
Iste bende yenisini buldugumu zannetmistim...

Herkes gibi bende Keremle olanlardan sonra kendimi kisa süre
icerisinde toparlamaya calistim. O gün Kerem beni terk ettikten sonra aninda Cafeden ayrildim. Hesapta Keremin ikiz kardesine kaldi.
Ödesin canim banane ! Zaten ne geldiyse basima onun yüzünden geldi.
Neyse ki Cafeden ciktiktan sonra, bildigim en yakin parka gittim.
Hava günesli oldugu icin ve sinirimi üzerimden atmak icin,
önüme gelen ilk banka oturdum.'Oh be! Hata sendeydi zaten Seda. Kim dedi sana, git Cafeye otur diye?
Gel parka, otur nerde oturuyorsan. Kerem gider Ahmet gelir. Ahmet gider Hüseyin gelir.
Olmadi Hüseyinin ikizi gelir dimi ama ?'diyerek, kendi kendimi teselli etmeye calisiyordum.
Madem keyfim yerine geldi, kiz arkadasim Damlayi aradim.
- Alo Damla ?
- Efendim ?
- Kiz sizin evin oradaki Parktayim, gel de biraz oturalim ne zamandir görüsmüyorduk.
- Ya bilmiyorum ki, aslinda ben ders calismayi düsünüyordum..
Görende Damlayi sabah aksam ders calisiyor, inegin önde gideni sanacak! Lisedeyken kac zayifi vardi
hatirlamiyorum.
- Ne dersi bu saatte. Gel iste, mis gibi hava.
- Ama simdi sacim basim daginik, bosver ben gelmeyim yaa.
 Lan damla, senin o Saclarina Kuslar pislesin ! Bir Mankenligin eksikti. Sanki Kiza Podyuma cik diyoruz. Alt tarafi Parka gel dedim.
- Gel bekliyorum.
-Tamam.

Aradan 15 dakika gecti ve Damla yanima geldi. Gelirken getirdigi cekirdekleri, bir yandan citliyor,
diger yandan lafliyoruz. Biz sohbet ederken, karsida oturan bir Gencin bana baktigini farkettim.
Ne yaklisikli cocuk ama ! Boy desen var. Kasi, gözü desen var. Tamam bunlar her insanda var ama, bu
Cocuk insan degil ki, best topmodel resmen. "Damla su cocuga baksana bi" dedim.
"Baktim n'olmus?" Elinin körü olmus Damla ! O kadar ders calisiyorsun, iyi bir meslegin olsun istiyorsun
ama, bu beyinle bir halt olamazsin sen. "Ya görmüyor musun, bana bakip duruyor iste"dedim.
"Hakkaten mi ? Aa bak görüyor musun, sana saatini gösteriyor. Herhalde bulusmak istiyor ve sana kacta müsait oldugunu soruyor." Evet, Damla hakli olabilir. "Ay Seda, simdide Telefon numarani istiyor. Baksana,
telefonunu gösterip kulagina tutuyor." Gercektende öyle, bana resmen gel beni ara diyor. Bulusalim diyor.
'Seda! Bu cocuk bize dogru geliyor, hadi hemen kacalim!" Damla seni Yamyamlar kacirsin e mi! Ben Hayatimda böyle gerizekali bir Kiz görmedim ya. Cocuk ayagima geliyor, bu tutturmus kacalim diyor, nasil Yillardir hala Arkadasiz, anlamiyorum. Delikanli iyice yaklasti bize. Sabah Cafedeki olanlari aninda unuttum,
hatta neredeyse aklimi bile unutacagim, o derece heyecanliyim.Yanimiza geldi.. Ama gelmez olaydi...
"Hello! Sorry I'm a tourist and I'm really late. I want call my brother. Can I use your mobile phone?"
demez mi ? Keske oracikta ölseydim ! Keske parka gelmeseydimde, duymasaydim o lanet olasi herifin
ingilizcesini. Madem yabanciydin, ne diye beni ümitlendirip, saatini, telefonunu gösteriyorsun ha ?
Insan gelir direk sorar, ama sen insan degilsin ki, hatta topmodel bile degilsin. Yok really latemiste, yok efendim, Can I use your telefonmusta.Iyi olmus canima degsin ! Simdi sana telefonumu verirmiyim hic. Nereye gec kaliyorsan kal, cokta umrumdaydi. Bir de bunun ingilizce söylemesi var dimi ? Ama ilk okuldan bu yana bildigim tek ingilizce "Mrs. Brown" dir.Kala kala bu mu aklinda kaldi dediginizi duyar gibiyim? Nasil yillarca, Ögretmen sinifa girdiginde, hepimiz koro halinde "Good Morning Mrs Brown" dedik bende bilmiyorum acikcasi. Zaten Ingilizceyi cikaraninda, Allah belasini versin! Mrs Brown nedir abi ya, Türk isimlerin suyumu cikti?
"Sorry but we have not a mobile phone too." diyen Damlayi duydum. Canim damlam, zeki Damlam, nasilda ingilizce konusuyorsun sen öyle. Zeka küpü masallah ! Vallahi bak, sen ilerde cok iyi yerlere gelirsin.O öyle dedikten sonra, Ingiliz Malıda gitti zaten. Ingiliz gider, Fransiz gelir. Kerem gider, Ahmet gelir, olmadı...Neyse ya, siz en iyisi gelmeyin.

Keine Kommentare:

Kommentar veröffentlichen